İran’daki seçimlerin ardından gerçekleştirilen protestolar ve devletin olan bitene karşı tutumuna dair Batı toplumlarının, özellikle de Amerikalıların verdiği tepkiler artık o kadar sentetik ve rahatsız edici bir hâl aldı ki, aklıma yıllar öncesinde İtalya’daki kahramanım Cristiano Corte sayesinde tanıştığım Eolo Perfido ve onun müthiş serisi “Propaganda” geldi.

İran’da yaşananların yanlışlığı ve can sıkıcılığı ortada. Can sıkıcı olan bir diğer şey ise medya tarafından maniple edilen insanların bu olan biten karşısında ezberden verdikleri tepkiler bence. O tepkilerle kendilerini öyle bir motive etmiş durumdalar ki “İsrail İran’ın nükleer tesislerine iki sorti yapsa, İran İsrail’e cevap vermeye çalışsa, Amerika da huzuru tesis etmek için Neda’nın kanını döken canavarların çanına ot tıkamaya gitse nasıl olur?” deseniz “şşt saçmalamayın bakayım” diyecek kadar ayık kimse kalmadı meydanda.

Amerikalıların -ve onların heyecanına kapılan başkalarının da- Twitter’da, Facebook’ta hiç sorgulamadan, durup üzerine bir saniye dahi düşünmeden her duyduklarını tekrarlayışları, kendi kendilerini yapılan bu haksızlığa dair motive etme çabaları gerçekten inanılmaz. Halbuki durup bir düşünseler son yıllarda Dünya, kendi devletlerinin bizzat gerçekleştirdiği, destek olduğu ya da göz yumduğu insanlık ayıpları ile çalkalanırken onların medya kuruluşlarının en büyük derdinin Britney Spears’ın büyümesinin bir türlü önüne geçilemeyen kalçası ve yükselen petrol fiyatları olduğunu hatırlasalar, belki o zaman İran ile ilgili bu kesintisiz haber akışının ve yaratılan kamuoyu bilincinin ardında insan hakları, özgürlük ve demokrasi aşkından fazlası olduğunu hissedebilirler.

Sosyal ağların beraberinde getirdiği yeni iletişim mecralarının insanlara daha fazla aydınlık vaat ettiğini düşünürken aslında insanların teknoloji sayesinde propagandanın ucuz işçileri haline geliverdiğini görmek büyük hayal kırıklığı.

İşte bu noktada gözümün önüneden Eolo Perfido’nun azimli fakat gözleri bağlı Amerikalı stereotipleri geçiyor…


Propaganda, © Eolo Perfido

Propaganda, © Eolo Perfido

Propaganda, © Eolo Perfido

Propaganda, © Eolo Perfido

Bir yandan da Amerika toplumuna kanunlar ile bahşedilmiş kıskandığım, saygı duyduğum özgürlükler, Amerikan halkının sevgimi ve sempatimi kazanan nitelikleri de yok değil.

En basitinden bir fotoğrafçı yukarıdakine benzer bir eleştiriyi benim toplumuma getirmeye kalksa ya bayrağa hakaretten ya Türk’lüğü aşağılamaktan ya da milleti askerlikten soğutmaktan ötürü hapse girer, kendisinin web sitesi mahkeme kararı ile sansürlenir, hatta bakarsınız bir gün birisi çıkar kafasına bir kurşun sıkar da kimsenin umurunda olmaz.

İran öyle böyle de kalanlar da az değil hani.

Nazım da Prensese Mektuplar da İran seçimleri ve ardından yaşananlar ile ilgili bir yazı kaleme almış okumanızı tavsiye ederim.