Son zamanlarda pek ilgilenemedim caanım günlüğüm ile. Bu hafta sonu Duygu ile Amerika’nın dumanlı dağlarına, Smoky Mountains‘a gidiyoruz. Dönüşümüzde ise -aynen Kincaid Lake dönüşünde olduğu gibi- bir yazı ve fotoğraflar silsilesi ile kendimi size affettireceğimi tahmin ediyorum. Tabi orada bizi ayılar filan yerse bu satırlar Hürriyet’e “Dönebilseydi anılarını yazacaktı” şeklinde manşet olur artık (şimdi bunu da yazdım ya, alt başığı da “İçine doğmuştu…” yaparlar).

Geçen süreçte gerçekleşen ve size bahsetmek istediğim bir kaç hadise var. Öncelikle “In the Neighborhood of French Quarter” serisini yavaş yavaş genişletiyorum; öyle hiç fotoğraf çekmiyor filan değilim yani. Sadece yazı yazacak fırsatı bulamıyorum. Yazı yazma arzumun belirli bir eşiğin üzerine çıkamamasında FriendFeed‘in de payı yok değil bu arada, benim bir suçum yok. Bana inanmalısınız.

Evet.

Ben siz sevgili okurlarım için yazmadığım bu süre zarfında Evrim Çalışkanları günlüğünün sevgili okurları için yazdım aslında, bir seferliğe mahsus olmak üzere. Bu yazdığım yazıyı yazmak da, çeşitli platformlarda üzerinde tartışmak da -size yazdıklarımdan çok olmasın- çok keyifli idi. Ben sizlerin bu günlüğe sadece fotoğraf görmek ve fotoğraf ile ilgili yazı okumak için gelmediğinizi bildiğim için bir göz atıp okumanızı tavsiye etmekte beis görmüyorum: Bir Problem Çözüm Metodu Olarak Evrim Kuramı (insanın kendi yazısını başkalarına tavsiye etmesi kadar ayıp bir şey olamaz ama şimdilik iş başa düşmüş görünüyor, kusura bakmayın (bu yüzden bilgisayar bilimleri ya da biyoloji ile ilgileniyorsanız okumanızı daha şiddetli bir şekilde tavsiye etmekten gocunmuyorum (parantezlerler derinleştikçe yüzsüzlükte bir artış.. bilmiyorum ne olacak sonumuz))).

Size bahsetmek istediğim bir diğer şey Callie Shell kişisi. Bu hanım ablamız Time dergisinin siyasi simaları görüntülemek için onları takip eden fotojurnalistlerinden. Shell, Obama ile 2005 yılında Amerikan başkanlık seçimi yarışında Bush’un karşısında olan John Kerry’nin fotoğraflarını çektiği sırada tanışmış. Obama’yı o kadar sevmiş ki Time’a Kerry fotoğrafından çok Obama fotoğrafı göndermeye başlamış. Obama ile ilgili yazdığı ilk photo-essay’i de 2.5 yıl önce yazmış, yani bir hayli ileri görüşlü bir fotoğrafçı kendisi. Callie Shell’in Obama ve ailesinin seçim yarışı boyunce çektiği fotoğraflarla süslediği photo-essay’ine rastlayınca sizin de gidip görmenizi, okumanızı istedim: http://www.digitaljournalist.org/issue0810/callie-bp.html.

Bu bağlantı da bizi bahsetmek istediğim diğer bir şeye götürüyor: The Digital Journalist. Çok sağlam bir ekip tarafından çıkarılan bu derginin isminin her tarafı saçma sapan reklamlarla dolu, editöryel yazısı “fotoşapta sivilceleri yok etmek” türünde yazıların olduğu saçma sapan dergilere benziyor olduğunun farkındayım*. Fakat öyle değil. Çok güzel yazılara rastlamak da mümkün olabiliyor. Takip etmenizi tavsiye ederim.

Dergi deyince aklıma geldi, yine lafın dergilerden açıldığı bir günlük girdimin altında bizans (Sümer Omay) bir kaç dergi önermişti, onların bağlantılarını da yeniden yazayım, belki göz atmak istersiniz:

Çok güzel dergiler çıkıyor, bazılarının kapaklarını çerçeveletip duvara asmak istiyorum (http://www.lacan.com/covers2.htm veya http://www.foto8.com/home/content/blogcategory/20/171/)

(…)

Bir de çok beğendiğim OjodePez var: http://www.ojodepez.org/cgi/php/index.php?lg=en

Imago’yu unutmayayım, dolu dolu bir dergi: http://www.fotofo.sk/imago/

Exit dergisi (bir keresinde Nazif Topçuoğlu’nun bir işini kapak yapmıştı): http://www.exitmedia.net/prueba/eng/index.php

Hadi bakalım.


* Bu arada “fotoşapta sivilceleri yok etmek” yazdım ya, Google’da sivilce-fotoğraf arayan buraya gelecek şimdi. Fotoshop ile fotoğraflarını sivilcelerden arındırmak için yanıp tutuşan sevgili arkadaşlarım, inanmayacaksınız ama sizin için böyle bir kaynak var mıdır diye aradım, şaşkınlık içerisindeyim ama gerçekten de varmış: http://www.youtube.com/watch?v=RgBzjaTjAHo.