Çok sevdiğim bir hocam anlatmıştı: Einstein üniversitede profesör iken kendisine gelip referans mektubu isteyen hiçbir öğrenciyi geri çevirmezmiş. Kendisine ulaşmayı beceren her öğrenci bir referans mektubu alırmış kendisinden. Bunu bilmeyen üniversiteler bir süre elinde Einstein referansı ile gelen her öğrenciyi hemen kabul etmişler, sonra Einstein’in her gelene referans verdiği ortaya çıkmış, olaylar gelişmiş.

Giderek artan bir sıklıkta  “hangi fotoğraf makinesini tavsiye edersin?” soruları ile karşılaşıyorum. Bence bir insana yapabileceğiniz en büyük iyiliklerden birisi ona bir konuda ne düşündüğünü sormaktır. Ben de bir istisna değilim, fakat yardımcı olamayacağım bir konuda gelen bu sorulara beklenen yanıtları veremiyorum. Her seferinde neden veremediğimi anlatmak da güç oluyor. Ben de en sonunda günlük üzerinden genel bir cevap vermeye, soranları da nazikçe bu yazıya yönlendirmeye karar verdim. Bu yazıya harcadığım vakti önümüzdeki 8 “hangi fotoğraf makinesi?” sorusunu bu yazıya yönlendirerek amorti edeceğimi düşünüyorum.

Muhatabı olma şerefine nail olduğum sorular çok çeşitli:

  • Başlangıç olarak hangi makineyi tavsiye edersin?
  • Profesyonel anlamda hangi makineye geçsem iyi olur?
  • Şu lenslerim var, bunların üstüne hangi lensi almalıyım?

Hiç bir sosyalleşme fırsatını kaçırmak istemeyen çok cana yakın bir insan olduğum için kimseyi geri çeviremiyor, herkese bir şey söylüyorum. Mesela “D3000 al” diyorum, “D700 süper olur” diyorum, “bunların yanında bir 85mm f/1.8 olsa tadından yenmezdi şimdi” diyorum.

Biliyorum. Bir gün Einstein’ın bol keseden referans mektubu dağıttığı gibi her gelene bir tavsiye verdiğim, fakat bunların aslında neredeyse hiçbir dayanağı olmadığı, sırf insanlar soruyor diye o sıralar aklımda ne varsa onu önerdiğim meydana çıkacak… Bu yüzden daha geç olmadan itiraf etmek, tüm çıplaklığı ile “Meren’in ve ekipman tavsiyelerinin ardındaki skandal“ı kendi ellerimle gözler önüne sermek istiyorum. Arkamdan en azından “çok seviyesiz bir insandı ama kendi ipini kendisi çekti” densin istiyorum (düşsem bile bir avuç toprakla kalkıyorum, çok cingözüm).

Zaten kimin hangi fotoğraf makinesi ile mutlu olacağını bilmem, kimin koleksiyonuna hangi lensi eklemesi durumunda o benim hakkında hiçbir fikrimin olmadığı ama onun çekme hayalleri kurduğu fotoğrafları çekebilmeye başlayacağını -çok spesifik şekilde belirlenmiş sınırlar içerisinde kalan bir ekipman aranmadığı durumlarda- tahmin etmem, onlarca soru sormadan elbette mümkün değil. Yüz yüze olmayınca da bu soruları sormak ve yanıtlarını beklemek çok yorucu oluyor. Ben de mecburen … atıveriyorum :( Evet! Resmen atıyorum :( Mesela “D3000 al” diyorum, “D700 süper olur” diyorum, “bunların yanında bir 85mm f/1.8 olsa tadından yenmezdi şimdi” diyorum.

Bize fotoğraftan anlıyor ayağı çektin, seni yüzsüz” diyerek bu sayfayı terk etmeden önce şunu ifade etmeme müsaade et sevgili okur: Şu güne değin milyonlarca insan benden aldığı tavsiyelerden yola çıkarak fotoğraf makinesi, lens, flaş, filtre, çanta, vesaire aldı (belki tam milyon olmasa da en az 50 kişi vardır). İşin garip tarafı ise bir kişi bile gelip “verdiğin tavsiye hiç işe yaramadı” ya da “önerdiğin fotoğraf makinesi hiç de güzel çıkmadı” demedi. Gerçekten.

Neden?

Çünkü piyasaya bir ürün sürmek pek öyle kolay bir şey değil. O ürünü ortaya çıkarmak için gereken bilgi birikimini ve parayı bir araya getirmek, ürünü planlamak, tasarlamak, üründen yeterince üretmek,  onu insanların kulağına çalınacak kadar reklamını yapmak, ellerini uzattıklarında alabilecekleri uzaklığa ulaştırıp koymak hiç kolay değil. Bunu hele bu rekabet ortamında başarmak, hiç mi hiç kolay değil… Bu aslında şu demek oluyor, “kullandığım view camera için 20 megapikselden daha yüksek çözünürlük sunan, fotoğraf başına 1.5 saniye performansı yakalayabileceğim, ISO 50’ye inebilen ve $25.000 dolardan ucuz olan bir digital back arıyorum” türünden sorularınız yoksa, -sıkı durun-, neredeyse ne alırsanız alın, seçiminizle mutlu olacaksınız (bu günlükte ikinci kez bold kullandırttınız bana)…

Peki ne alacağınıza neye göre karar vereceksiniz?

Elbette ne kadar harcamak istediğinize göre karar vereceksiniz. Çünkü eğer dijital fotoğraf makinelerinden konuşuyorsak fiyat ve performans arasında, özellikle $400 dolar $2500 dolar bandı içerisinde, neredeyse doğrusal bir ilişki var.

Hele hele tek bir marka ve bir yaşından daha eski olmayan ürünler için konuşuyorsak, mesela $1200 dolar verip alacağınız Nikon fotoğraf makinesi $800 dolar verip alacağınız bir fotoğraf makinesinden kesinlikle daha iyi olacak. Çünkü diğer türlü $1200 dolar verip o daha kötü fotoğraf makinesini alan Nikon müşterileri $800 dolarlık makineyi görünce Nikon’la külahları değişirler.

Yine de bir tavsiye istiyorsanız, buyurun: yeni başlıyorsanız, bir yaşından daha yaşlı olmayan en ucuz alternatiflere yönelmenizi şiddetle tavsiye ediyorum. Eğer yeni ürün alma takıntınız yok ise  3 yaşından daha yaşlı olmayan ikinci el bir fotoğraf makinesi almayı da düşünebilirsiniz (ben öyle yaptım; ilk fotoğraf makinem dünyanın en ucuz dijital fotoğraf makinesi idi, 2. ve 3. fotoğraf makinelerim ikinci el idi, 4. fotoğraf makinem refurbished idi, incilerim dökülmedi).

***

Peki. Yazar bu kompozisyonda ne anlatmak istemiş, lütfen yanıtlayınız*:

a. “Gelip bana bunları sormayın arkadaşım, ben işi gücü olan, insanların bana soru sormasından filan hiç hazzetmeyen ıssız bir adamım, vallahi kalbinizi kırarım, sonra söylemedi demeyin”.

b. “Bana sağladığınız bilgiler o kadar yetersiz oluyor ki, ne almanızın doğru olacağı hakkında zerre kadar fikrim olmuyor ve doğrudan sallıyorum, ama bu sizi sevmediğim anlamına gelmiyor”.

c. “Einstein filan gibi bir adam olduğumu düşünüyorum”.

d. “Bu günlük sayesinde bir milyon fotoğraf makinesi otuz bin de lens satıldı, rep’leri bekliyorum”.

Evet. Özetle, ne kadar harcamak istediğinize karar verin, o fiyata ne alınabildiğini araştırın, eğer iterseniz belki sonra bana “şu kadar paraya şu fotoğraf makinesini almaya karar verdim, yapmak istediklerim de şunlar şunlar, sence iyi midir?” diye sorun. Ben de birileri size $500 dolara su geçirmez bir kullan at fotoğraf makinesi satmaya çalışıyorsa araya girip “onu alma bence” diyerek yardımcı olmaya çalışayım.

*: doğru cevap “b” olacaktı.