Birkaç hafta evvel İstanbul Bilgi Üniversitesi Haber Merkezi “HaberVesaire” bünyesinde muhabirlik yapan Görkem Keser’den bir ileti aldım. Bloglar üzerine hazırladığı haberde yer vermek üzere Meren’in Fotoğraf Günlüğü ile ilgili birkaç soru sormak istemişti. Memnuniyetle kabul ettim elbette.

Bu soruları ve yanıtlarını duymayı en çok hak edenlerin bu günlüğü takip edenler olduğunu düşünerek bu kısa röportajı günlük üzerinden de yayınlayayım dedim (hem ne bileyim, “aa biz seni yanlış tanımışız” türünden bir yanlış anlaşma varsa geç olmadan çıksın meydana).

Fakat röportaja geçmeden önce, resimlerine bakmaya gelenler eli boş dönmesin diye bir fotoğraf…

Bu fotoğrafı haftalar önce French Quarter’dan aceleyle eve dönmeye çalışırken çekmiştim. Acele etmemin sebebi de başlamak üzere olan yağmurdu. New Orleans’ta yağmur bulutları çizgi filmlerdeki gibi hareket ediyorlar. Yağmurun size geldiğini resmen görebiliyorsunuz. Veya mesela arabayla girerken bir anda sağanak yağmur duruyor, önünüze baktığınızda güneşi, dikiz aynasından yağmuru görebiliyorsunuz, vesaire. Teorik olarak mevzunun bu şekilde gerçekleşiyor olmasında bir gariplik yok elbette, fakat işin pratiğinin bu kadar net ve keskin olabildiğine ilk kez New Orleans’ta şahit oldum. Aşağıdaki fotoğrafta da Bourbon Sokağı’nın sonundan haldır haldır gelen yağmuru görüyorsunuz (önde ise Saints aşığı iki sevgili kavga ediyor; ne az sonra ıslanacaklarından haberleri var ne de Saints’in birkaç ay sonra Super Bowl’u kazanacağından):

Peki. Görkem Keser’in soruları ve benim yanıtlarım burada:

Blog yazma sebepleriniz nelerdir?

Kendimdeki gelişimi takip etmek başlıca sebep. Bunu yaparken günlüğümün etrafındaki topluluğa feyiz alacakları şeyler sunmak, onların geri beslemelerinden ise feyiz alacak şeyler çıkarmak da beni yazmaya devam ettiren önemli bir motivasyon.

Bloğunuzu açarken bir çıkış noktanız ya da hedeflediğiniz bir amaç var mıydı?

Mesleğimle doğrudan ilgili olmayan konular ve bu konular üzerine düşüncelerime dair yazabileceğim bir mecraya sahip olmak istiyordum. Fotoğraf ise tam o esnada benim için ciddi bir hobi halini almaya başlamıştı. Olaylar gelişti.

Bloğunuzun aylık ya da haftalık okunma oranı nedir?

İstatistikleri sürekli takip ettiğim söylenemez, fakat günlüğün ziyaretçi ortalamasının benim doktora çalışmalarımdaki yoğunluğuma bağlı olarak değiştiğini gözlemleyebiliyorum. Okurlarla aramda bir bağ gibi bu.

Az okunduğu zaman bu durum sizi olumsuz olarak etkiliyor mu?

Kimi yazılar diğerlerine nazaran daha az okunuyor. Az okunanlar ise genellikle okunmayı -kimi çok okunanlara göre- daha çok hak edenler oluyor. “Hayatın bir diğer cilvesi” diyor ve geçiyorum. Bir şeylerden olumsuz olarak etkilenmekte çok zorlanan bir insanım :(

Maddi olarak google adanse gibi yerlerden kazanç sağladınız mı? Daha doğrusu maddi bir kazanç kazanmak beklentilerinizin içinde var mı?

Hayır, şu ana kadar herhangi bir reklam geliri arayışı içine girmedim. Açıkçası ilerde de reklam almayı düşünmüyorum. Bunun birkaç sebebi var. Anlatması kolay sebeplerinden birisi, zaten benim için çok keyifli olan bir şeyden beni takip edenlere saygısızlık etmek pahasına maddi bir gelir elde etmeye çalışmayı kendime yakıştıramıyor olmam. Tabi benim gibi yazmaktan para kazanmak durumunda olmayan birisi için bunu söylemek kolay. Dolayısıyla reklam geliri elde etmeye çalışanları katiyen yadırgamıyorum. Onlar avlayıp yiyorlar, ben yaparsam zevk için öldürmüş olacağım.

İlk açtığınız zamanla bu günü karşılaştırdığınızda bloğunuzda nasıl bir gelişme var? Daha geniş kitlelere seslendiğinizi hissediyor musunuz? Gözlemlediğim kadarıyla, insanlar sizden fotoğraf konusunda tavsiye istiyorlar yani sizi güvenilir bir kaynak olarak benimsemişler. Bu durumu nasıl değerlendiriyorsunuz.

İlk açtığım zamanlara nazaran çok daha fazla geri besleme alıyorum. Günlüğümün daha geniş ve tam da istediğim özelliklerde bir kitle tarafından takip edildiğini de hissediyorum (bahsettiğim kitle ekipman konusunda hırslı olmayan, bir fotoğrafa bakarken göründüğünden fazlasını da sorgulamayı seven, düşünmeye ve tartışmaya önem veren, okumayı bilen bir kitle; zaman zaman çok güzel tartışmalar alevlenip sönüyor yorumlarda, ben de dahil olmak üzere herkes bir şeyler öğreniyor o tartışmalardan).

İnsanların zaman zaman beni çeşitli konularda fikrini sormaya değer bulmalarının ardında hiçbir marka ile aramda bir bağ olmaması, işin ekipman tarafından ziyade fotoğraf tarafına önem veriyor olmam, fotoğraf üzerine tartışmaktan, okumaktan hoşlanıyor olmam gibi nedenleri olabilir belki, bilemiyorum. Her zaman kendilerine bekledikleri gibi yardım edemiyor olsam da onların bu rahatlıkları ve güveni beni mutlu ediyor.

Ayrıca Görkem Keser ve Güventürk Görgülü’nün konuştukları tüm günlüklerden derledikleri haber burada: http://www.habervesaire.com/haber/1771/