Sabah uyandığımda yüzümde hep saçma bir ifade oluyor. Bakıyorum, bu gün de durum farklı değil.

Minik çalışma odasında, Duygu. Tatlı bir sürpriz.

İşe araba ile gitmeyi hiç sevmiyorum esasında. Bisiklet denen bir şey var.

Araştırma binasının girişi aslında başka bir yerde, fakat Childeren’s Hospital’ın bu girişini daha çok seviyorum. Ağaç yüzünden olabilir. Şans eseri yolum düştüğünde de araştırma binasının girişindeki sekreterlerden “bize hiç görünmüyorsun artık” diye sitem işitiyorum. Anlatamıyorum “ağaç filan var diğer girişte” diye.

Benim küçük çalışma alanım. Lab insanlarının dolaylarında olmayı en çok sevdikleri mecra.

Amanda duvar kağıdı konusunda çok titiz. Uzun bir aradan sonra bu gün lab’a ben önce geldim.

Günlerdir çalışmayan GC8-Y10T1-GC deneyini tekrar ediyor. Benim hiç bir zaman sahip olmadığım bir azim ve sabır.

Yemek vakti.

Amanda konuşurken Eric, Eric konuşurken Amanda dinliyor. Herkes sakin, herkes birbirinin sözünün bitmesini bekliyor. Mevzu seçimler. Herkes Obama’cı.

Sonra Stephen geliyor. Caltech fizik mezunu deli prof.

Yemek dönüşü merdivenleri koşarak çıkmak koca hastahanede bizim ekipten başka kimsenin yapmadığı ve bendenizin bulaştırdığı bir alışkanlık.

Eğer modumda isem saatlerce aralıksız çalışıyorum. Hastasıyım yoğunluğun.

Karanlık şehrin diğer ucuna endişe, bu tarafına ise sükunet getiriyor. New Orleans değişik bir şehir.

Günün ilk sigarası mutfak kapısının açıldığı apartman boşluğunda. Bırakacağım bir ara..