Şükran Günü
Doktora pek keyifli gidiyor. Kendi çapımda ufak buluşlar buluyor, daha önce hiç deneyim sahibi olmadığım ve kendimi bir anda içerisinde bulduğum machine learning ve signal processing konuları dahilinde problemler çözmekten git gide daha fazla keyif alıyorum. Araştırmamı ve arada bir yaptıklarımı anlatacağım bir günlük sahibi olsam diye içimden geçiriyorum zaman zaman. Bakalım.. Bu arada eğer “bırak o işleri, gel ben senin sponsorun olayım sen de fotoğraf çekmekten başka iş yapma” derseniz de bu önerinizi ciddi ciddi düşünürüm; fotoğraf ile dilediğimce haşır neşir olmayı o derece özlüyorum :) Her neyse.
Bu gün Şükran Günü idi. Bu “gün“, ertesinde insanların deliler gibi alışveriş yaptıkları ve hatta bu yüzden takip eden günün “Black Friday” olarak anıldığı bir diğer Amerikan icadı tatil vesilesi. Bir söylentiye göre bu günün kökleri, Amerikan halkının sahip oldukları topraklar için Kızılderili ruhlarına olan şükranlarını sunma arzusuna uzanıyor. Adamları önce katlet, üstüne de teşekkür et. Bunun üstüne kızarmış hindi gitmezse ne gider?
Çok tatlı bir arkadaşımız olan Eric, bu özel gün vesilesi ile bizi evindeki Şükran Günü yemeğine davet etti, biz de kabul ettik.
Eric giller bu evde yaşıyorlardı:
Eric ve babası böyle görünen insanlardı:
Yemeğimizi bize bu masada yedirdiler:
Klasik bir New Orleans evinde sıradışı bir Amerikan ailesi ile yemek yemek pek keyifli idi. Öyle ki 11:30’da geldiğimiz bu evden 18:00 civarında ayrıldık.
Bir ara kendisi de bilgisayar bilimleri alanında doktora yapan Eric ile oturma odasına kaçıp her buluşmamızda bir fırsat yaratıp yaptığımız bilimsel tartışma ve fikir alışverişi seanslarından birisini gerçekleştirdik. Ben ona L-curve türü eğriler için geliştirdiğim hızlı knee finding algoritmasını anlattım, o ise bana İngilizce metinlerin hata toleranslı gramer analizi için geliştirdiği dynamic programing matrisini ve çözmeye çalıştığı optimizasyon problemlerini anlattı. Bu lezzetli anlar yemeğin üstüne tatlı etkisi yaptığı için Eric ve ben tatlı faslına gecikmiş olmayı pek önemsemedik.
Masaya geri döndüğümüzde ise Eric’in ikisi de profesör olan anne ve babasının yönetiminde dünya, kültür, politika, eğitim sistemi, ekonomi konularında fikir paylaşan entelektüel güruha karıştık. Genel olarak konular şu şekilde bağlandı:
- Dünya başlığı: İnsanlar, kendilerini tanımlamak için benimsedikleri sıfatların dışında kalanlara, yani kendilerini başka sıfatlarla tanımlayanlara bir yerden sonra kin duymaya başlamaktan kendilerini alıkoyamıyorlar.
- Kültür başlığı: İstanbul müthiş bir yer. Endülüs de öyle.
- Politika başlığı: İş politikaya gelince her şey hem çok basit hem de çok karışık. Bir uzlaşma sağlanamadı.
- Eğitim sistemi başlığı: “Eğitim” anlayışının en etkileyici çıktısı dehaları daha küçük yaştan öldürmek ve sıradanlaştırmaktaki dünya çapındaki başarısı ve tutarlılığı.
- Ekonomi başlığı: Ekonomistler ve finans uzmanları sosyoloji ve politika konularında da eğitim almalılar.
Yemek birlik ve beraberlik mesajları ile sona erdi.