Katrina Kasırgası sırasında, Pontchantrain Gölü kasırganın yarattığı basınç ile kabarıp şehre taşmış, insanların boğulmasına, tüm şehrin haftalar boyunca su altında kalmasına, telafisi mümkün olmayan zararlara neden olmuştu. Bunun sebebi ise bu tip baskınları durdurmak için yapılmış levee’lerin görevlerini yerine getirmemesi idi.

Levee, bildiğiniz “su seti” demek. New Orleans -çok zeki insanlar tarafından- Mississippi Nehri ile Pontchartrain Gölü arasında kalan deniz seviyesinden daha alçaktaki çanak şeklindeki bir bataklığın içine kurulduğundan, bu su setleri kasırgalar esnasında çok hayati bir önem taşıyor.

Fakat nasıl ki Türkiye’de beklenen İstanbul depremi için dişe dokunur bir önlem alınmıyor, New Orleans’ın politikacaları da levee sistemini yıllarca boşlamışlar…

Sonra da ne olduğunu biliyorsunuz, Katrina Kasırgarsı yüzünden her yeri su bastı ve ortalığın canına okundu. Her neyse.

New Orleans’ta “The Levee” adında, politikacıların ve etraflarındaki insanların gerçek sorunlara dair ortaya koydukları umursamazlık ile dalga geçen aylık bir yayın var (hatta sloganları da “we don’t hold anything back“). Yayının Palyaço Katrina isimli bir de maskotları var (arada bir de ciddi tepkiler çekiyormuş yaptıkları bu benzetme) (dördüncü fotoğraftaki hatun kişi).

Birkaç gün önce bir arkadaşım vasıtası ile bu ayki sayılarında yayınlamayı düşündükleri Palyaço Katrina ve onu bu günlere getiren diğer palyaçolar (şehrin yöneticileri ve önde gelen isimleri oluyor onlar da) ile ilgili bir yazının fotoğraflarını çekmekle ilgilenip ilgilenmeyeceğimi sormuşlardı, ben de “elbette” demiştim. Bu gün o çekimleri yaptık, fotoğrafları az önce kendilerine gönderdim, dergi de yarın baskıya giriyor.

Çok keyifli bir proje idi, hepimiz çok eğlendik. Hemen çekimlerden bir kaç fotoğrafı sizinle de paylaşayım istedim:





Bu da böyle bir anımdır.