Sonunda dayanamayıp kendime Nikon’un DX (full-frame olmayan sensörlere sahip olan) fotoğraf makineleri için ürettiği mükemmel 10.5mm f/2.8 balıkgözü (fisheye) lensi aldım. Bir kaç yıl evvel Sigma 10-20mm lensi satın alırken aklımı en çok kurcalayan Nikon 10.5’e sonunda kavuşmuş olmaktan ötürü çok mutluyum (bu yüzden sizi ilerleyen günlerde fotoğraflara boğacağım).

Hemen bu akşam çektiğim iki fotoğrafı buraya koyarak açılışı yapayım hatta.

New Orleans’ın güzide salsa dansçılarından Tümay az sonra büyük bir talihsizlik eseri kaybedeceğinden habersiz olduğu oyunu kazanmaya çalışıyor:

Düygü başarılı bir vuruşun arefesinde konsantre olmakta (bu arada en sağ taraftaki hatun kişi de Amanda Davis, kendisi yeni ev arkadaşımız, bir kaç yılını Japonya’da geçirmiş, Japonca bilen, Miyazaki filan seven müthiş tatlı bir insandır):

Bu arada lensin kendisi de şöyle bir şey:

Balıkgözü lens kullanmanın zor olduğunu, öyle her yiğidin harcı olmadığını defalarca duymuştum. Elime alır almaz da gerçekten layığı ile kullanmaya başlamanın biraz pratik ve sabır istediğini hemen hissettim.

Geniş açılı lensleri kullanırken kadrajı doğru şekilde tasarlamak ve oturtmak güç, hele balıkgözü olunca etraftaki her şey kadrajın içerisine giriyor ve bu karmaşa içerisinde aranan ahengi yakalamaya çalışmak daha ciddi bir konsantrasyon gerektiriyor. Yeterince deneyimi olmayan fotoğrafçılara en son tavsiye edeceğim lens budur herhalde.

Yıllar önce birisinden birisini tercih etmek zorunda olduğum ve kara kara “Sigma 10-20mm mi alsam yoksa Nikon 10.5mm balıkgözü mü” diye düşünürken Sigma 10-20mm’de karar kılmış olmakla ne kadar doğru bir karar verdiğimi şimdi çok daha net görüyorum. Ayrıca bu gün ikisinden birisini tercih etmek zorunda kalsam yine Sigma’yı tercih ederdim.. Onunla yapılabilecek şeyler daha genişken bu lensin kullanım alanı nispeten sınırlı. Bir diğer deyişle Sigma 10-20mm benim için bir olmazsa olmaz iken Nikon 10.5 bir anlamda lüks…

Her neyse.

Bu gün bir şey acayip kafamı kurcaladı. Bu lenslerden birisi 10mm, diğeri ise 10.5mm, bunu biliyoruz. Ayrıca bunu da biliyoruz: bir lensin odak uzaklığı arttıkça gördüğü alan miktarı daralır. Dolayısıyla teorik olarak, Sigma’nın 10mm’de 10.5mm olan Nikon lensin gördüğünden daha geniş bir alanı görmesini beklemek gerekir.

Koskoca internette aynı yerin Sigma 10-20 ile ve Nikon 10.5 ile çekilmiş fotoğrafını bulamadım, sinir oldum. Üşenmedim yanıma bir üçayak alıp evin önüne indim. Fotoğraf makinesinin yerini hiç değiştirmeden bir Sigma 10-20mm ile, bir de Nikon 10.5mm ile çekim yaptım.

Bu Sigma lens ile olan:

Bu da Nikon lens ile:

Görüş açılarındaki muazzam fark ortada. Elbette görüş açısı deyince bir lensin sadece bir görüş açısından değil, düşey, yatay ve köşegen (diagonal) olmak üzere üç tip görüş açısından bahsedilebiliriz:

Lens ve içerisinde kullanılan optikler “dikdörtgen” olmadığı halde bizim açılarından bahsettiğimiz görüntünün daire ya da kare değil de dikdörtgen olmasının sebebi aslında doğrudan makinenin sensörünün -ya da kullanılan filmin- geometrisi ile ilgili. Dolayısıyla bir lensin görüş açısından bahsederken onun odak uzaklığı ile olduğu kadar o lensin takılı olduğu makinenin görüntü saklama işlevini yerine getiren medyasının boyutları ile de ilgilenmemiz gerekiyor. Hatta biraz düşününce görüş açısı ile odak uzaklığı arasında “ters”, sensör/film boyutu ile “doğru” bir orantı olduğu sonucuna varmak da mümkün.

Yukarıdaki şekle bir daha şöyle alıcı gözle bakacak olursanız (sensör boyutunu ve lensin odak uzaklığını bildiğimiz durumlarda) herhangi bir lensin bize sağlayacağı görüş açısını bulmanın aslında çok basit bir trigonometri problemi olduğunu görebilirsiniz. Hatta formülü de şöyle olur (lensin odak uzaklığı f, seçtiğimiz sensör uzunluğu d ise):

Yukarıda makineden çıkıp görüntünün köşelerine giden herhangi iki doğrunun arasındaki açıyı yukarıdaki bağıntı ile bulmak mümkün. Formülün yukarıdaki hali ile sonuç radyan cinsinden olacağından yaklaşık açı değerini bulmak için şu şekilde genişletebiliriz:

Bu durumda uzun kenar (x) ve kısa kenar (y) uzunluğunu bildiğimiz bir sensöre sahip olan makinemize taktığımız f odak uzaklığına sahip bir lensin bize sağlayacağı diagonal görüş açısını da şöyle hesaplayabiliriz:

Benim D300‘üm üzerindeki sensörün kısa kenarı 15.8mm, uzun kenarı ise 23.6mm. Bu durumda Sigma 10-20mm lensimin odak uzaklığı 10mm’de iken bana sağlayacağı diagonal görüş açısı şu şekilde bulunabilir:

Bu hesabın da sonucu 109.6 derece çıkıyor.

Odak uzaklığının 10.5mm olduğu koşulda ise bu hesabın sonucu 107 derece çıkıyor (yani görüş açısı azıcık da olsa daralıyor).

Fakat Nikon sitesinde 10.5mm’lik balıkgözü lensinin diagonal görüş açısının 180 derece olduğu ile övünüyor, 107 nerede 180 nerede (yalan da söylemiyorlar, gerçekten öyle).

Zira yukarıda lise fiziğinden optik, lise matematiğinden de trigonometri ile yapılabilecek basit hesaplar ancak düz projeksiyon oluşturan, yani görüntüyü eğip bükmeyen lensler için geçerli olabilir. Bütün gün “nasıl olur da Nikon 10.5mm odak uzaklığı ile Sigma’nın 10mm odak uzaklığına sahip lensinden daha geniş bir alanı görebilir” diye sorup durdum. Duymam gereken şey şuymuş: “Meren, Sigma lens rectilinear (düz çizgilerle, diktörtgensel) görüntü oluştururken Nikon lens hemispherical (eğri, küresel) görüntü oluşturuyor, bak biraz düşün bunun üzerine rahatlayacaksın“.

..

Sonuçta balıkgözü lenslerin görüş açısı da hesaplanabilir elbette. Ama hemispherical projeksiyonlar oluşturdukları için işin içine küre kapağı formülleri filan girer ki böyle atraksiyonlar bu yaşta hiç çekilmez.

Bunları anladığım zaman geceleri daha rahat uyuyorum. Günün birinde başka birilerinin kafasına takılır da uykuları kaçarsa burada hazır bilgi olsun diye yazayım dedim.. Bu arada balıkgözü lenslerin ilk olarak meteorolojik amaçlarla kullanılmak için geliştirdiğini biliyor muydunuz? Öyleymiş. Başınız göğe ermiştir umarım.